9 Ağustos 2010 Pazartesi

dene

Download now or preview on posterous
db.pdf (53 KB)
me

Posted via email from tgandur:blog

18 Şubat 2010 Perşembe

How to post to Google Buzz from Hootsuite?

Hootsuite is a true social networking app for me. I can check and post to all my networks (twiiter, facebook and linked in are what I truely use as for social networking). With a litlle trick from Seesmic blog I can also post to Google Buzz and even schedule my Buzz posts.
To do this you need a ping.fm account. Then go settings and add Gtalk status as a network. (here you can find a detailed how to).You, also have, to enable Gtalk status at Google Buzz, as a connected site. After enabling this all you have to do is add your ping.fm account to Hootsuite. I also did creat a posting group named buzz on ping.fm and added only the Gtalk status to the group. I put the group name when creating the account on Hootsuite. So, I have now a dedicated Hootsuite account for Google Buzz.
Hootsuite is the king :-)

11 Şubat 2010 Perşembe

Apple’ın yeni bebeği ipad, nedir ne değildir?

image
Apple, yeni icadı ipad’i açıklayalı birkaç hafta oldu. Ürün henüz ortalıklta yok, ancak herkes ipad den bahsediyor. Kamerası yok diye eleştirenler, sadece iphone un büyüğüdür bir numara yok diyenler, ayılıp bayılanlar, ne ararsanız var. Peki nedir gerçekte şu ipad dedikleri?
Büyük bir devrim mi? Büyük bir iphone mu?
Apple CEO su Steve Jobs ipad i tanıtırken büyük bir devrimden bahsetti. Jobs biraz abartıyor olabilir, çünkü ipad in iphone kadar devrimsel bir araç olmadığı ortada. Ancak bu onun bazı alanlarda devrim yaratmayacağı anlamına gelmiyor. İpad in devrimi interneti evimize, masamızın üstüne taşıyacak olması. Diğer taraftan ipad in kullanımı o kadar basit ki hayatında hiç bilgisayar kullanmamış biri onunla kolaylıkla internette gezebilir. Aslına bakarsanız ipad de internet gazete okumak gibi. Tek tıkla istediğiniz sayfayı açın ardından da neyi merak ediyor, neyin detayını istiyorsanız onun üzerine parmakla tıklayın. Bu kadar basit. İşte Jobs un bahsettiği devrim aslında bu basitlikten kaynaklanıyor. Bu sayede sabah kahve yudumlarken elinize “internetinizi” alıp gezmeniz kolay ve keyifli.
İpad elbette ki notebook lara alternatif değil. Daha farklı bir alana hitab ediyor. İpad hem evde masaüstünde her an kullanıma hazır bir yapıda, hem de bazı şirketler için sunum ve bunun gibi alanlarda da kendine yer edinecek gibi görünüyor. Elbette e-kitap okuyucu olarak kullanılacak olması da artı bir değer. Peki neden birçok yerde ipad yerden yere vuruluyor?
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. ipad kullananlar, deneyenler, ellerine bu aleti aldıktan sonra onunla ilgili fikirlerinin değiştiğini söylüyor. Yorum yapan birçok kişi ise henüz ipad görmedi bile. Diğer taraftan internette, bloglarda yorum yapanlar genelde ingilizce geek diye tabir edilen teknoloji meraklıları ve uzmanları. İpad in ana kullanıcı hedefi ise bu kişiler değil. Bu kişiler daha çok özelleştirlebilir ve tabiri caiz ise istedikleri gibi “oynayacakları” bir sistem istiyor ama ipad ise bunun tam tersi.
İpad için yapıla en büyük eleştirlerden biri ise sadece büyük bir iphone ve hatta ipod touch olduğu yönünde. Evet bu bu doğru olabilir ancak bunda da yalnış bir taraf göremiyorum açıkcası. İpod touch ve iphone un dünyada toplam 75 milyon kullanıcısı var. İpad ise bu cihazlara daha iyi bir ekran, daha büyük bir ekran katıyor. Ekran bu kadar çok büyüyünce kullanıcı deneyimi farklı oluyor. Zaten amaç ta bu. İphone ve ipod touch un gücünü daha farklı alanlara taşımak. Film seyretmek, kitap okumak ve internette gezinti yapmak iphone ve ipod touch da da şekil olarak ipad ile aynı ancak büyük ekran çok daha fakrlı bir deneyim yaşamanızı sağlıyor. Jobs ta zaten hali hazırda 75 milyon kişi ipad kullanmayı biliyor diyerek bu amacın altını çiziyor.
Kamera olmaması ipad de eleştirilen bir başka nokta. Buna bir diyceğim yok. Böyle bir cihaz ile video chat yapamamk gerçekten çok saçma. Sürekli açık olan bir bilgisarınız var, saniyeler içinde internete bağlanmanızı sağlıyor ama skype a bağlanıp video görüşme yapamıyorsunuz. Yalnız, cihazın işletim sisteminde yapılan incelemeler şunu gösteriyor: ipad in işletim sistemi olan iphoneOS 3.2 aslında kamera ile çalışmak üzere ve video chat yapabilecek şekilde programlanmış. Bu durumda piyasaya çıktığında üzerinde bir kamera olacak diyenler bile var. Bazı teknik nedenlerden dolayı son anda kamera iptal edilmiş diyenler de var ama bu apple a pek uymuyor. İlerleyen dönemlerde harici bir kamera, aksesuar olarak çıkar mı onu bilmem ama ipad in bir sonraki neslinde yani büyük ihtimal ile önümüzdeki yıl kamera kesinlikle olacaktır.
Nasıl iphone 2-3 yıllık bir sürede olgunlaştı ise ipad de de aynı şey olacak ve birkaç yıl içinde bu cihaz piyasayı sürükleyen bir alet olmuş olacak. Şimdiden, daha ürün ortada yok iken aksesuarlarının hazırlandığı ve duyulduğu düşünülür ise bunun olması için çok ta beklemek gerekmeyecek gibi.

9 Şubat 2010 Salı

Daha etkin twitter kullanımı için ipuçları.

Twitter garip bir sosyal ağ. Ne facebook a ne de bir başka ağa benzemiyor. Uçsuz bucaksız sonu yok adeta. Daha önce yaptığım çok şeyi twitter da yapar oldum Ve daha önce kullandığım bazı araçların yerini de twitter aldı. Örneğin artık web sitelerini twitter dan takip ediyorum. Teknoloji ile ilgili haberleri twitter dan okuyorum. Tabii sadece teknoloji değil herşey var burada. Bir taraftan da Mersin ile ilgili haberleri takip ediyorum mesela. Ülkemizde henüz dünyadaki kullanımından uzakta twitter ama yine de birçok gazete, dergi ve tv kanalı ve bunların yazar çizerleri twitter da var. Peki bu kadar yoğun bilgi akışını alt alta sıralanmış kutucuklardan nasıl takip edeceğiz? Aslında edemeyeceğiz :)
Twitter.com un kendi site tasarımı çok sade. Bu kolay bir kullanım oluştursa da yoğun bir bilgi akışını yönetmek için çok ta uygun değil. Bunun için farklı alternatiflere bakmakta yarar var. Bu konuya yazının devamında değineceğim. Şimdi ise maddeler halinde bazı ipuçlarını paylaşmak istiyorum.
1-Listeleri kullanın:
a-Liste oluşturun
Listeler twitter ın nispeten yeni özelliklerinden. Basit ama etkili bir araç. Liste oluşturmak ve başka kullanıcıların listelerini takip etmek olmak üzere iki ayrı kullanımı mevcut.
Liste oluşturmak basitçe bazı twitçilerden oluşmuş bir grup yaratmak aslında. Örneğin iphone hakkında çok twitleyen kişilerden bir iphone listesi oluşturabilirsiniz. Listelerin asıl gücü ise şu: Listenizde olan bir kişiyi takip etmek zorunda değilsiniz. Bu da ana akışınızda görünmeyecek ama listelerde görünecek anlamına geliyor. Bu şekilde yüzlerce kişiyi takip etmeniz daha kolay. Listelerde oldukları için sadece istediğiniz zaman onların twitlerine bakarsınız ve ana akışını binlerce twit ile meşgül olmamış olur. Bu sayede twit kaçırmanızda daha zor olacaktır.
b- Listeleri takip edin
Başka kullanıcıların oluşturduğu listeler hele ki o kişi o konuda uzman ise oldukça zengin bilgi kaynakları olabilir. Örneğin teknoloji konsunda uzman bir kişinin oluşturduğu teknoloji listesini takip etmek ilginç olacaktır. Malesef Türkiye de bu tarz liste kullanımı henüz tam yerleşmedi ama ingilizce takip ederim derseniz binlerce listeye ulaşabilirsiniz. Bu alanda bulabileceğiniz iyi bir kaynak http://www.tweetdeck.com/#directory . Konulara göre ayrılmış birçok listeye buradan ulaşabilirsiniz.
2- Aramaları kullanın
Twitter ın güzel özelliklerinden biri de aramalar.Sağ taraftaki kutucukta bir arama yapıp bu aramayı saklamanız mümkün. Bu arama otomatik olarak güncellenecektir. Yani yeni bir twit olduğunda doğrudan eklenecektir. Aramalar sayesinde belli bir kelimeyi veya kelime grubunu kolayca takip edebilirsiniz.
3- Hashtag yani # kullanın.
Yeni bir twit yazarken o twitin anahtar sözcüğü olabilecek bir kelime var ise başına # ekleyip twitinize yazın. Böylece diğer kullanıcıların sizin twitinizi bulması kolay olacaktır. Hashtag i arama yaparken de kullanabilirsiniz böylece belli anahtar kelimeleri takibiniz kolaylaşacaktır. Mesela o an twitter da tekel işçilerinden bahsediliyor diyelim. Bu konuşmalar sırasında herkes #tekel kullanıyor diyelim. Siz de #tekel yazıp ararsanız canlı olarak bu konuda ne deniyor takip edebilirsiniz.
4- Belli aralıklarla sık ve düzenli twitleyin.
Günün belli bir saatinde yoğun birşekilde twitlemek örneğin ardarda 3-5 twit birden atmak, sonrada uzun süre sessiz kalmak takipçilerinizi kaçırabilir. Daha düzenli aralıklarla twitlemelisiniz. Bunun için önceden twitlerinizi yazıp saat belirterek o saatte yayımlanmasını sağlamak en etkili yöntemlerden. Bu şekilde boş vakitlerinizde o gün yazacağınız twitleri hazırlayıp programlarsınız ve unutun gerisini. Beni takip edenler 1 şubatta saat başı Barış Manço şarkıları twitlediğimi bilecektir. İşte bunu böyle yaptım önceden 12 twiti ayarladım ve unuttum gitti. Bunun için kullanabileceğiniz onlarca program var ama ben temelde iki program önereceğim size. Twittontime bu işi yapan basit bir program. Yapmanız gereken önünüze çıkan takvimde istediğiniz günü seçip saat de belirterek twitinizi yazmak. Hootsuite ise daha kapsamlı bir twitter programı. Hootsuite sayesinde farklı sekmelerde kolonlar halinde onlarca anahtar kelimeyi ve listeyi takip etmek çok kolay. Aynı zamanda yollayacağınız twitleri ister hemen isterseniz belli zamanda yollamanıza olanak veriyor. Hootsuite daha karmaşık ve uzmanlara yönelik bir program.
5- Önemli twitleri birden fazla yollayın.
Bir twiti birden fazla yollamak daha çok takipçinizin onu görmesini sağlayabilir. Blog sayfanızda yayımladığınız bir yazı var diyelim, bunu bir kere twitlemek yerine sabah  ve akşam olarak iki kere twitleyebilirsiniz. Tabii çok abartmamak lazım, yoksa sürekli aynı twitleri tekrar tekrar gönderdiğinizi düşünen takipçileriniz sıkılabilir. İdeal sıklık gün içinde iki ya da en fazla üç olmalı kanımca. Ancak birkaç gün ara ile tekrar gönderim yapabilirsiniz. Yalnız bunu da abartmamak gerek.
6-Takipçilerinizi izleyin.
Sizi takip eden kişilere bakın ve eğer ilginizi çekiyorsa onları taki edin. Takipçilerinizle iletişime girmeniz takip edilme oranınızı arttıracaktır.
Tüm bunları yapmak için daha kolay bir arayüz yok mu diye sorabilirsiniz. Haklısınız da, çünkü mevcut twitter arayüzü bunları yapmayı zor ve zaman alıcı kılıyor. Bu yüzden size çok kolonlu bir istemci tavsiye ederim. Yukarıda anlattım Hootsuite olabilir bu. Veya kullanımı nispeten biraz daha basit olan Tweetdeck de iyi bir istemcidir. Listeleri, aramaları aynı sütunlar halinde görüntülemenize izinverir. Bu sayede tek sayfada birçok liste ve arama takip edebilirsiniz.
İyi bir yönetim ile twitter tüm internet deneyiminizi değiştirebilecek potansiyele sahip.
twitter.com/tgandur


18 Ocak 2010 Pazartesi

FBI Bin Laden diye İspanyol politikacının fotografını yayımladı!


Yukarıda gördüğünüz en solda ki fotograf elbette ki Bin Laden e ait. FBI aradan geçen bunca yılın ardından yaşlanmıştır ve tanınması zor olur diye adli sanatçılarına Bin Laden in bugünki halinin neye benzeyebileceğini fotograf rötuşlayarak göstermesini istedi. Adli sanatçı arkadaşımız da internetten bir fotograf buluyor ve onun üzerinde oynayarak Bin Laden in bugün ki halini resmediyor. Ama gelin görün ki bulduğu fotograf İspanyol bir politikacıya ait. Aslında bu tür işlemler için başka bir fotografın kullanılması ve onun üzerine çalışılması normalmiş. Ancak bunun için özel olarak hazırlanmış çeşitli stok fotograf sitelerinden ve veri tabanlarında yararlanılması gerekirken belkide tembellik edip internete bakmış arkadaş. Bu durumda da FBI tüm blogların maskarası oldu.
Kaynaklar: Mashable Techcrunch












12 Ocak 2010 Salı

Posterous: Twitter, Facebook, Blogger...nereyle isterseniz kolayca her şeyi paylaşın!

Şu anda bu yazıyı bildiğiniz e-mail ile yazıyorum. Dün Twitter da söz vermiştim Posterous ile ilgili detaylı tanıtım yazısı yazacağıma. Ve işte başlıyorum:

Posterous oldukça basit ama bir o kadar da etkili bir araç özellikle Twitter kullanıcılarının çok işine yarayacağını düşünüyorum. Diyelim ki Twitter da bir fotoğraf paylaşacaksınız ne yapıyorsunuz? TwitPic gibi bir web sitesine giriyorsunuz fotoğrafı yüklüyorsunuz ve twit yazıp yolluyorsunuz. Güzel peki hem Twitter da hem Facebook ta paylaşmak isterseniz? Bir de gidip Facebook ta paylaşmanız gerekiyor. Peki diyelim bir mp3 ünüz var ve bunu arkadaşlarınız da dinlesin istiyorsunuz ne yapacaksınız?

 Posterous size paylaşmak için harika bir yöntem sunuyor: Email. İstediğiniz dosyayı mailinize ekleyin, konu kısmına twit’inizi yazın ve twitter@posterous.com a yollayın. Bu kadar basit. Üstelik video ve ses dosyalarında Posterous sayfasından direkt dinleme olanağı sunuluyor. Yani arkadaşlarınız paylaştığını dosyayı dinlemek ya da izlemek için indirmek zorunda değil, Play butonuna basmaları yeterli. Mesela Facebook ta bir mp3 dosyası aşağıdaki gibi görünüyor.

Peki bu iş nasıl olacak?

Anlatayım. Posterous.com a giriyor ve üye oluyorsunuz. Sisteme hesaplarınız ile ilgili kullanıcı adınızı ve şifrelerinizi giriyorsunuz. Bunu yapmak çok kolay. Sisteme üye olup üye girişi yaptıktan sonra http://posterous.com/manage/#autopost sayfasına gidin. Burada "add a service" butonuna tıklayın. Karşınıza onlarca servis çıkacak istediklerinize tıklayıp bilgilerinizi girin. Sonrası çok basit. Üye olurken verdiğiniz Email adresinden posta atmanız yeterli. Peki ama nereye? Sistem şöyle isliyor. Diyelim ki sisteme Twitter, Facebook ve Blogger bilgilerinizi girdiniz. Mailinizi yazıp post@posterous.com a atarsanız sistemdeki tüm hesaplarınıza gönderilir. Yani bu durumda hem Facebook ta, hem Blogger da hem de Twitter da yayımlanır. Şu an yazdığım bu yazı için benim yaptığım gibi.Mailin konu kısmı Twitter da yayımlanır, mail gövdesi blogunuzda, yani bu durumda Blogger da yayımlanır ve dosya linkiniz tüm hesaplara yollanır.  Ama tek bir siteye örneğin Twitter a yollamak istediniz. O zaman konu kısmına twit’inizi yazıp twitter@posterous.com a yollayın. Peki Twitter da ve Facebook ta yayımlansın ama diğer başka hiçbir yerde yayımlanmasın istiyoruz. O zaman da twitter+facebook@posterous.com a yolluyoruz. Bunun sonu yok istediğini kadar böyle servis eklemeniz mümkün. Seçenekler bununla da sınırlı değil. Örneğin dilerseniz sadece adında belli bir kelime olan blogları güncellemek te mümkün. Ancak bunlar daha ileri düzey ayarlar şimdilik buna girmeyeceğim o yüzden.

Her şeyi her yere gönderin!

Posterous aynı zamanda size özel bir sayfa oluşturuyor tüm paylaşım ve bloglarınızın olduğu üst (meta) bir blog sayfası gibi. Dilerseniz daha önce yazdığını Blogger yazılarınızı da Posterous a eklemeniz mümkün böylece tüm sosyal ağlarınız ve bloglarınız tek yerde toplanmış oluyor. Posterous kullanması çok basit bir sistem ve hiç kullanmasanız bile mp3 gibi ses dosyası paylaşımı için kullanabilirsiniz. Youtube un çalışmadığı ülkemizde video paylaşımı için de kullanmak mümkün elbet. Posterous dan flickr a fotoğraf yollamak, Youtube a, vimeo ya video yollamak mümkün. Aklınıza gelebilecek hemen her servis var: friendfeed , facebook, twitter, flickr, blogger, youtube, linkedin, ve daha birçoğu. Posterous çok sayıda dosya tipini destekliyor ve onları otomatik olarak web için ideal formata dönüştürüyor. İster pdf dosyası ister resim ne isterseniz paylaşmanız mümkün.

Başta dediğim gibi bu yazıyı mailimden yazıyorum. Outlook kullandığımdan Word de yazmış oluyorum ve blog yazmak ta kolaylaşmış oluyor, yazım hatalarım otomatik düzeltiliyor vb... Ayrıca istediğim zaman maili taslak olarak kaydedip yazmaya ara vermem de kolay. Ardından mailimi yollayınca bu blog yazısı hem Facebook ta hem Twitter da hem de blog olarak Blogger da yayımlanmış olacak ve tüm bunlara ek olarak Posterous sayfamda da yerini alacak. Eğer mail ile yollamayı tercih etmezseniz Posterous un kendi sayfasından bir form ile yollamanız mümkün.

Posterous un en güzel özelliği elbette dosya paylaşımı. Özellikle video ve ses dosyaları için bir deneyin derim.Herhangi bir sorunuz olur ise bana Twitter/tgandur dan ulaşabilirsiniz.

 

Posted via email from tgandur's posterous

11 Ocak 2010 Pazartesi

657-Çatlak (Bugün paylaşacağım son parça, malum eve gitcez :) )

  
Download now or listen on posterous
09 Çatlak.m4a (8881 KB)

Özlemişim 657 yi. Tarzları çok hitap ediyormuş bana meğer. İkinci bir
albümleri olduğunu da öğrendim bu vesile ile en kısa zamanda ona da
bakmalı.... :)
Neyse iyi dinlemeler :) #dinlediklerim

Posted via email from tgandur's posterous